Üriner sistem bölümler
Üriner sistem - Systema urinaria
Boşaltımın amacı artık maddeleri vücuttan
uzaklaştırmaktır.
Boşaltıma yardımcı sistemler şunlardır;
Deri: Su , nitrojen ve tuzların fazlası terleme ile atılır.
Solunum sistemi: CO2 ve su solunum ile atılır.
Sindirim sistemi: Su, bazı tuzlar,Safra ve sindirim artıkları feces ile vücuttan atılır. Üriner sistem : Su , Nitrojen, Madensel tuzlar ve ilaçlar idrar yoluyla fazlası atılır.
Vücutta metabolik aktivite sonucunda meydana gelen
atık maddelerin boşaltılmasında, elektrolit ve su dengesinin ayarlamada önemli
rol oynar.
Üriner sistem unsurlar:
·
idrarı kandan süzen 2 tane böbrek (ren)
·
Böbreklerin süzdüğü idrarı mesaneye ileten
üreter (idrar yolu )
·
Bu idrarı içinde biriktiren mesane (vesica
urinaria)
·
mesanede toplanan idrarı da vücuttan dışarı atan
urethra’dan (idrar kanalı) oluşur.
Urethra kadın ve erkekte farklılıklar gösterir.
Böbrekler vücudun metabolik aktivitesi sonucu ortaya çıkan artık ürünler ile fazla suyun organizmadan dışarı atılmasında rol oynar.
II. Böbrek - Ren
·
Böbrekler karın arka duvarında columna
vertebralis’in iki yanında retroperitoneal olarak yerleşmiştir. Koyu
kırmızı renginde ve fasulyeye benzeyen bir organdır.
·
12 cm uzunluğunda,6 cm genişliğinde ve 3 cm
kalınlığındadır.
·
Sağ böbrek (T12-L3 vertebra) karaciğer ile olan
komşuluğu nedeniyle sol böbreğe (T11-L2 vertebra) göre aşağıda yer almaktadır.
Böbreklerin işlevleri:
Böbrekler, vücudumuzun sağlıklı bir şekilde çalışması için hayati öneme sahip olan birçok işlevi yerine getirir. Bu işlevler, vücudun sıvı ve elektrolit dengesini korumaktan, atık maddeleri uzaklaştırmaya ve hormon üretmeye kadar geniş bir yelpazede yer alır.
Atık Maddelerin Uzaklaştırılması:
- Fazla suyun ve ürenin atılması: Böbrekler, metabolik faaliyetler sonucu oluşan zararlı atık maddeleri ve fazla suyu filtreleyerek idrar yoluyla vücuttan uzaklaştırır. Üre, protein metabolizmasının bir yan ürünüdür ve yüksek seviyeleri toksik olabilir.
- Tuzların (elektrolitlerin) atılması: Böbrekler, sodyum, potasyum, kalsiyum, fosfat, klorür ve sülfat gibi elektrolitlerin vücuttaki dengesini düzenler. Bu elektrolitler, sinir sistemi, kas fonksiyonları ve diğer birçok fizyolojik süreç için gereklidir.
- İlaç, toksin ve zararlı kimyasalların atılması: Böbrekler, vücuda alınan ilaçları, toksinleri ve diğer zararlı kimyasalları filtreleyerek idrar yoluyla atılmalarını sağlar.
- Böbrekler, hidrojen iyonları (H+) ve bikarbonat iyonları (HCO3-) gibi maddelerin atılımını veya geri emilimini kontrol ederek kan pH'sını düzenler. Bu, vücudun asit-baz dengesini koruması için kritik öneme sahiptir.
- Renin: Böbrekler, kan basıncını düzenleyen renin hormonunu üretir. Renin, anjiyotensin-aldosteron sistemini aktive ederek kan basıncını yükseltir.
- Eritropoietin (EPO): Böbrekler, kırmızı kan hücrelerinin (eritrositler) üretimini uyaran eritropoietin hormonunu üretir. Bu hormon, dokulara yeterli oksijen taşınmasını sağlar.
- Kalsitriol (Aktif D Vitamini): Böbrekler, D vitamininin aktif formu olan kalsitriolü üretir. Kalsitriol, kalsiyum emilimini artırarak kemik sağlığını destekler.
- Böbrekler, insülin hormonunun yıkımında ve D vitamininin metabolizmasında da rol oynar.
Böbreklerde idrar oluşurken üç işlem görülür, bunlar:
- süzme (filtrasyon) : kanın süzüldüğü işlemdir.
- emilim (absorbsiyon) : su ve elektrotların geri emilmesidir.
- salgılama (sekresyon) : ağırlıklı olarak distal tübülde olan ve glomerulus kılcallarından bowman kapsülüne geçemeyen madderin geçişidir.
Bu işlevler böbreklerin su, elektrolit ve asit-baz dengesini sağlamasında önemlidir
Filtrasyon, böbreklerin kandan atıkları ve fazla sıvıyı filtreleme işlemidir. Bu işlem, glomerulus adı verilen kılcal damarların duvarlarında gerçekleşir. Kan, glomerulustaki kılcal damarlardan geçerken, içindeki su, elektrolitler ve küçük moleküller, kılcal damarların duvarlarından Bowman kapsülüne süzülür. Filtrasyon işlemi sırasında, kanın yaklaşık %20'si Bowman kapsülüne süzülür.
Absorbsiyon, böbreklerin idrarın bileşimini değiştirerek vücudun ihtiyaç duyduğu maddeleri geri alma işlemidir. Bu işlem, renal tüplerde gerçekleşir. Renal tüp, birkaç farklı bölümden oluşur ve her bölümün kendine özgü geri emilim özellikleri vardır.
- Proksimal tüp, glomerulustan gelen sıvının geri emiliminde en önemli rolü oynar. Bu tüpte, su, elektrolitler, glikoz, amino asitler ve bazı vitaminler geri emilir.
- Henle kulpu, suyun geri emiliminde önemli rol oynar. Henle kulpunun kalın segmenti, suyun geri emilimini sağlar. Henle kulpunun ince segmenti, suyun ve sodyumun geri emilimini sağlar.
- Distal tüp, su, sodyum ve potasyumun geri emiliminde rol oynar.
- Toplayıcı kanallar, idrarın konsantrasyonunu ayarlar. Bu kanallarda, suyun geri emilimi ile idrarın konsantrasyonu artırılabilir.
Sekresyon, böbreklerin idrarın bileşimini değiştirerek vücuda zararlı maddeleri atma işlemidir. Bu işlem, renal tüplerde gerçekleşir. Renal tüp, bazı maddeleri aktif olarak idrarın içine atabilir. Bu maddeler arasında potasyum, hidrojen iyonları ve bazı ilaçlar bulunur.
Filtrasyon, absorbsiyo ve sekresyon olayları, böbreklerin vücuttaki atıkları ve fazla sıvıyı atmasını sağlar. Bu olaylar sayesinde, kan basıncı, elektrolit dengesi ve pH değeri düzenlenir.
Böbreklerin yapısı
Böbreğin Genel Anatomisi:
Böbreklerin anatomik yapısı, işlevlerini yerine getirmelerini sağlayan karmaşık bir tasarıma sahiptir. Genel olarak böbreklerin şu kısımları bulunur:
Yüzler:
- Ön yüz (Facies anterior): Daha dışbükey olan yüzdür.
- Arka yüz (Facies posterior): Daha düz olan yüzdür.
Kenarlar:
- İç kenar (Margo medialis): Hilum renale (böbrek hilusu) adı verilen çukur yapıyı içerir. Bu bölgeden böbrek atardamarı, böbrek toplardamarı, sinirler ve üreter geçer.
- Dış kenar (Margo lateralis): Dışbükey bir yapıya sahiptir.
Uçlar:
- Üst uç (Extremitas superior): Böbrek üstü bezleri (adrenal bezler) ile komşuluk yapar.
- Alt uç (Extremitas inferior): Karın boşluğunda daha aşağıda yer alır.
- Sağ ve Sol Böbreğin Ön Yüz Komşulukları:
Sağ Böbrek komşulukları:
- Karaciğer (hemen üstünde)
- On iki parmak bağırsağı (duodenum) (medial kısımda)
- Kolonun çıkan kısmı (ascending colon) (lateral kısımda)
Sol Böbrek komşulukları:
- Mide (üst kısımda)
- Pankreas (orta kısımda)
- Kolonun inen kısmı (descending colon) (lateral kısımda)
- Dalak (lateral kısımda)
- Jejunum (ince bağırsağın bir kısmı) (medial kısımda)
Böbreği saran yapılar:
- Yağ doku ( corpus adiposum pararenale )
- Fascia renalis : en dışta bulunur ve normal pozisyonda durmasını sağlar.
- Capsula adiposa : ortada bulunur ve yağ içerdiğinden mekanik etkilere karşı korur.
- Capsula fibrosa : böbreği dıştan saran yapıdır.
- Capsula Fibrosa (Fibröz Kapsül): Böbreğin en iç tabakasını oluşturan ince, fibröz bir kapsüldür. Böbreğin şeklini korumasına ve dış etkenlere karşı korunmasına yardımcı olur.
- Capsula Adiposa (Yağ Kapsülü): Fibröz kapsülün dışında yer alan ve böbreği çevreleyen yağ dokusundan oluşan bir tabakadır. Böbreği darbelere karşı korur, yalıtım sağlar ve böbreğin karın içindeki yerini sabitlemeye yardımcı olur.
- Fascia Renalis (Böbrek Fasisyası): Böbrek ve çevresindeki yağ dokusunu (capsula adiposa) saran fibröz bir kılıftır. Böbreği komşu organlardan ayırır ve böbreğin yer değiştirmesini önler. Fascia renalis, iki bölümden oluşur:
- Fascia Prerenalis (Ön Böbrek Fasisyası): Böbreğin ön yüzünü örter.
- Fascia Retrorenalis (Arka Böbrek Fasisyası): Böbreğin arka yüzünü örter.
- Böbreklerin üst kısmında, böbreküstü bezleri (glandula suprarenalis) ile böbrekler arasında bir bölme oluşturur.
- Böbreklerin iç ve dış kenarları ile alt ucunda birleşerek periton zarının altında subperitoneal bir ağ oluşturur.
- Bu subperitoneal ağ, böbrekleri komşu dokulara bağlayarak onların yerinde kalmasını sağlar.
Enine kesit alındığında böbrek yapısı:
Cortex renalis:
Koyu renkli dış kısımdır. Nefrojen dokudan köken alır, idrar süzen yapıları içinde bulundurur.
İki bölümden oluşur,
bunlar;
- Capsula fibrosa ile piramit yapıların etrafını sardığı bölüm.
- Medulla renalis arasında uzanan columna renalis.
Medulla renalis:
Daha açık renkli kısmıdır ve üreter tomurcuğundan köken alır ve toplayıcı kanallardan oluşur. Medulla renalis’i koni şeklinde malpighi piramitlerinden oluşur. Tepe kısmı (papilla renalis) sinüs renalis’e bakarken, taban kısmı (basis pyramidis) ise böbreğin dış kısmına bakar.
Papilla renalis’i oluşturan yapılar
- Ductus uriniferi - idrar yolları
- Ductus uriniferi, böbreklerde oluşan idrarın vücuttan atılmasına kadar geçtiği tüm kanalları ifade eder. Bu yapıları iki ana bölümde inceleyebiliriz:
- Ductus papillari
- Papiller kanal, böbrek piramitlerinin medullasında bulunan ve toplama kanallarının birleşmesiyle oluşan bir yapıdır. İdrarı renal papilla adı verilen böbrek piramitlerinin ucundaki açıklıklara taşır. Bu kanalın duvarı, idrarın geçişini kolaylaştıran ve idrarın geri emilimini düzenleyen özel epitel hücrelerinden oluşur.
- Bellini kanalları
- Bellini kanalları, birden fazla papiller kanalın birleşmesiyle oluşan daha büyük kanallardır. Bu kanallar, idrarı renal papilladan minör kalikslere taşır. Bellini kanalları, idrarın böbreklerden atılmasında önemli bir rol oynar.
Pelvis renalis : Tepesinde hilum renalis, ortasında sinüs renalis ve devamında ise üreter bulunan yapıdır. Orta kısmında sinus renalis adında boşluk bulunur.
Renal pelvis dallanarak calix majör’ları oluşturur.
Calix majör dallanarak calix minör’ları oluşturur.
Hilum renale (hilum): Hilum renale, böbreğin iç kenarında bulunan çukur bir alandır. Böbreğin damarlarının, sinirlerinin ve üreterin giriş ve çıkış noktasıdır. Böbreğin işlevsel olarak hayati öneme sahip bu yapıları barındırır. Hilum renale, böbreğin içine doğru genişleyen bir boşluk olan renal sinüs ile bağlantılıdır. Renal sinüs, hilumdan giren ve çıkan yapıları barındırır ve yağ dokusuyla doludur. Bu yağ dokusu, böbreğin iç yapılarını korur ve destekler.
1. LV hizasında pelvis renalis ureterle birleşir.
Nefron
Nefron, böbreğin en küçük yapısal ve işlevsel birimidir. Her böbrekte yaklaşık 1 milyon nefron bulunur. Nefronlar, kandan atıkları ve fazla sıvıyı filtre ederek idrarı oluşturur.Nefronlar, glomerulus ve renal tüp olmak üzere iki ana bölümden oluşur.
Glomerulus, böbreğin kan filtre eden kısmıdır. Kan, glomerulustaki kılcal damarlardan geçerken, içindeki su, elektrolitler ve küçük moleküller, kılcal damarların duvarlarından Bowman kapsülüne süzülür. Bu işleme glomerüler filtrasyon denir.
Renal tüp, glomerulustan süzülen sıvıyı idrara dönüştüren kısımdır. Renal tüp, birkaç farklı bölümden oluşur:
- Proksimal tüp, glomerulustan gelen sıvıyı geri emer. Bu işlemde su, elektrolitler, glikoz, amino asitler ve bazı vitaminler geri emilir.
- Henle kulpu, renal tüpün kıvrımlı bir kısmıdır. Henle kulpunun kalın segmenti, suyun geri emilimini sağlar. Henle kulpunun ince segmenti, suyun ve sodyumun geri emilimini sağlar.
- Distal tüp, Henle kulpunun sonunda yer alır. Distal tüp, su, sodyum ve potasyumun geri emilimini sağlar.
- Toplayıcı kanallar, distal tüplerin birleştiği kanallardır. Toplayıcı kanallar, idrarın konsantrasyonunu ayarlar.
- Nefronlar, böbreğin temel işlevlerini yerine getiren organlardır. Nefronlar sayesinde vücuttaki atık maddeler ve fazla sıvı atılır. Ayrıca, böbrekler kan basıncını, elektrolit dengesini ve pH değerini düzenler.
Nefronların işleyişini etkileyen birçok faktör vardır. Bu faktörler arasında kan basıncı, hormonlar ve ilaçlar bulunur. Kan basıncı azalırsa, glomeruluslardaki filtrasyon azalır. Hormonlar, renal tüplerin geri emilim süreçlerini etkileyebilir. İlaçlar, renal tüplerin geçirgenliğini değiştirerek idrarın bileşimini etkileyebilir. Nefronların hasar görmesi, böbrek yetmezliğine yol açabilir.Böbrek yetmezliği, hayatı tehdit eden bir durumdur.
Glomerüler filtrasyon hızı
Glomerül kılcallarında bulunan kanın tübüllere geçiş
aşamasıdır. 1 dakikada geçen sıvı miktarı GFR olarak tanımlanır.
GFR hızı dakikada 120-130 ml’dir.
GFR hızını artıran durumlar:
Glomerulus kılcallarındaki geçirgenliğin artması
Glomerulus kılcallarındaki hidrostatik basıncın artması
Bowman kapsülü içindeki sıvının basıncının artması
Böbrekte kanın iletim yolu
(sırasıyla)
1.
aorta
2.
Renal arter : Oksijen, su, üre, tuz, glikoz, vitamin, kan basıcı ,
kan akış hızı ve atık madde renal vene göre fazladır.
3.
İnterlober arter
4.
Arkuat arter
5.
İnterlobuler arter
6.
Aferent arteriol (getirici atardamar) : Su,
glikoz, amino asit, tuz, mineral, üre
, oksijen ve bikabonat efferent arteriole göre fazladır. Albümin , kan hücreleri ve trigliserit ise eşittir.
7.
Glomerül kılcalları
8.
Eferent arteriol (götürücü atardamar)
9.
Peritubüler kapiller ağa
10.İnterlobüler ven
11.Arkuat ven
12.İnterlober ven
13.Renal ven : Karbondioksit
renal artere göre fazladır.
14.Vena cava inferior ( alt ana
toplardamar )
a. renalisler
L1-L2 arasındaki discus intervertebralis seviyesinde
aorta abdominalis’ten ayrılırlar.
Böbreğin hacmine göre daha kalın damarlar olup böbreklerden kısa zamanda daha fazla kanın geçmesini sağlarlar
Hilum renale’de a. segmentalis denen beş dala ayrılır:
- · a. segmenti superioris
- · a. segmenti anterioris superioris
- · a. segmenti anterioris inferioris
- · a. segmenti inferioris
- · a. segmenti posterioris
A. segmentalis’ten böbrek lobları arasına giren a.
interlobaris’ler ayrılır.
Alt ana toplar damara gelene kadar olan yol:
- ·vasa recta
- · vv. interlobulares
- · vv. arcuata
- · vv. interlobares
- · v. renalis
- · v. cava inferior
Böbreğin Sinirleri: Plexus Renalis ve Sinir Lifleri
Böbrek, vücudumuzun önemli organlarından biridir ve sinir sistemi tarafından kontrol edilen karmaşık bir yapıya sahiptir. Böbreğin sinirleri, renal pleksus adı verilen bir ağdan gelir ve sempatik ve parasempatik sinir liflerini içerir.
Plexus Renalis:
Plexus renalis, böbrek atardamarının (arteria renalis) etrafında yer alan bir sinir ağıdır. Bu pleksus, böbreğin fonksiyonlarını düzenleyen sinir liflerini taşır.
Sempatik Sinir Lifleri:
Sempatik sinir lifleri, otonom sinir sisteminin bir parçasıdır ve vücudun "savaş ya da kaç" tepkisini düzenler. Böbreğe gelen sempatik lifler, splanknik sinirler (n. splanchnicus minor ve imus) aracılığıyla torasik sempatik ganglionlardan (truncus sympaticus) kaynaklanır. Bu lifler, böbrek atardamarlarını daraltarak kan akışını azaltır ve idrar üretimini düşürür.
Parasempatik Sinir Lifleri:
Parasempatik sinir lifleri, otonom sinir sisteminin diğer bir parçasıdır ve vücudun "dinlen ve sindir" tepkisini düzenler. Böbreğe gelen parasempatik lifler, vagus siniri (n. vagus) aracılığıyla önce çölyak pleksusa (plexus coeliacus), sonra da renal pleksusa ulaşır. Bu lifler, böbrek atardamarlarını genişleterek kan akışını artırır ve idrar üretimini teşvik eder.
Ganglionlar:
Renal pleksus içinde birçok ganglion (sinir düğümü) bulunur. Bu ganglionlar, sinir liflerinin iletimini sağlar ve böbreğin fonksiyonlarını düzenler. En büyük ganglion, böbrek atardamarının başlangıcında bulunan aortikorenal gangliondur (ggl. aorticorenale).
İdrar yolları
Böbreğin süzdüğü idrarı mesaneye taşır. Bu yollar;
- calix renalis minör
- calix renalis majör
- pelvis renalis
- Üreter
Ureter böbreğin dışında, diğerleri sinus renalis
içinde bulunur.
İdrar, papilla renalis’ler üzerindeki deliklerden
(foramina papillare) calix renalis minor’lara akar.
Papilla renalis, calix renalis minor içerisine
sokulmuştur.
Calix renalis minorların birkaçı birleşerek calix
renalis major’u oluşturur.
Bunlar da pelvis renalis’e açılır.
Pelvis renalis, kısmen sinus renalis’in içinde, kısmen
de dışında yer alır.
Pelvis renalis 1.lumbal vertebranın spinal çıkıntısı hizasında ureter ile birleşir.
Üreter
Retroperitoneal alandadır. 25-30 cm uzunluğundadır.
Pelvis renalis
Ureter’in darlıkları
pelvis giriminde (linea terminalis’de iliak damarları çaprazladığı yerde.
Üreter’i besleyen esas dallar
- a. renalis
- a. testicularis – arteria ovarica
- pars abdominalis aorta’dan gelen dallardır
IV.
Vesica urınarıa - Mesane
Mesane bölümleri:
1- Apex vesicae : mesanenin sivri kısmı.
2- Cervix vesicae : apex cesicae ile fundus vesicae arasındaki bölüm.
3- Fundus vesicae : 2 üreterin açıldığı taban kısmı.
4- Corpus vesicae : en alt bölümü. Burada yer alan astium üretrae internum ile üretra çıkmaktadır.
Mesane özellikleri:
Mesane idrarın geçici olarak depolandığı bir kesedir.
Mesane içi boş iken pelvis minör içerisinde yer alırken, dolu olduğu zamanda umbilicus’a kadar yükselmektedir.
Çocuklarda ise mesane boşken bile abdomendedir. 6. Yaştan itibaren pelvis majör’e girmeye başlar. Ergenlikten itibaren normal yerine geçer.
symphysis pubica’nın arkasındadır.
Erkekte rektum ön tarafındadır.
Kadında uterus’un ön tarafındadır.
Pubik kemikler ile mesane arasında spatium retropubicum (Retzius aralığı) bulunur.
Kadında prostat bezi olmadığı için mesane daha aşağıda yer almaktadır.
Mesane maksimum kapasitesi 500 ml iken ortalama kapasitesi 120-130 ml’dir.
Mesane çok dolu iken peritonu delmeden karın ön duvarından ponksiyon yapılabilir
Mesane yatağı :
- Pubik kemikler – iki tarafta
- Rektum - arkada
- musculus levator ani
- musculus obturatorius internus
Mesaneden sonra gelen ve idrarın dışarı atılmasını
sağlayan kadın ve erkekte farklılıklar gösteren uriner sistem organıdır.
15-20 m uzunluğunda
ve 3-12 mm çapındadır.
- Ostium urethra internum – üretra iç deliği
- Ostium urethra externum – üretranın dışarıya açılan deliği
Urethra masculina : Pars membranacea
Erkekte hem idrar hem de ejekulatın geçtiği ortak bir yoldur
Erkekte penis sarkık durumda iken urethra iki önemli
eğrilik gösterir. Curvatura infrapubica
ve curvatura prepubica .
Urethra geçtiği yere göre üç kısıma ayrılır,bunlar;
·
Pars prostatica : Urethra’nın en bölümüdür. Prostat bezi
içerisinde yer alır ve ostium urethra internum’dan başlar.
- Pars membranacea
- Pars spongiosa urethrae
Diaphragma urogenitale’yi delen bu parça m. sphincter
urethra denen çizgili kas (istemli) demeti ile sarılmıştır.
Pars spongiosa urethrae : Corpus spongiosum penis içerisinde yer
alır.
Pars membranacea’nın son bölümünden başlar tüm corpus
spongiosum penis boyunca devam ederek ostium urethrae externum’da son bulur.
Urethra’nın en uzun (15 cm kadar) parçasıdır.
Üretra’nın glans penis içerisinde yer alan kısmı fossa
navicularis (terminalis) denen bir genişleme gösterir. Bu fossanın arkasında
valvula fossa navicularis urethrae (Guerin plicası) denen bir plica bulunur.
Urethra’nın
seyri boyunca 4 yerde darlık, 3 yerde de genişleme gösterir.
Erkek üretra’sının en dar yerleri
- Ostium urethra externum
- Pars membranecea
- Ostium urethra internum
- Fossa navicularis’in arka kısmı
Erkek urethra’sının en geniş yerleri
- Pars prostatica
- Fossa navicularis
- Spongioz parçanın başlangıcı (fossa bulbaris)
Erkek urethrasında biri istem dışı m. sphincter vesica
(sphincter urethra intenum) diğeri istemli m. sphincter urethra (sphincter urethra
externum) olmak üzere iki sphincter bulunur.
m. sphincter vesica: Mesane boynunu denetler,
düz kas liflerinden oluşmuştur, istemsiz olarak çalışır. Çevresel sinir sistemi
tarafından kontrol edilir.
m. sphincter urethra: Membranöz parçayı tamamen
kuşatır. Çizgili kaslardan oluşur, istemli olarak çalışır. Nervus pudendus’un
nervus perinealis dalı ile uyarılır.
Çocuklarda 2-3 yaşlarında istemli olarak kontrol
başlar, çok yaşlılarda da kontrol edilemeyebilir.
Urethra feminina – kadın üretrası
Kadın üretrası, idrarın mesaneden vücut dışına atıldığı kısa bir kanaldır. Anatomik ve fonksiyonel özellikleri bakımından erkek üretrasından farklılık gösterir.
Uzunluk ve Çap:
Kadın üretrası, ortalama 4 cm uzunluğunda ve 6 mm çapındadır. Bu kısa uzunluk, kadınlarda idrar yolu enfeksiyonlarının (İYE) erkeklere göre daha sık görülmesinin nedenlerinden biridir.
Yapısı:
Kadın üretrası, erkek üretrasının prostatik ve membranöz kısımlarına karşılık gelir. Üretranın iç yüzeyi, idrarın kolay geçişini sağlayan mukoza ile kaplıdır. Dış kısmında ise düz kas lifleri bulunur.
Konumu:
Üretra, vajinanın ön duvarında yer alır ve vajina ile birlikte diyafram urogenitale (ürogenital diyafram) adı verilen kas tabakasından geçer. Üretranın dış açıklığı (ostium urethrae externum), vajinanın girişinin (vestibulum) hemen önünde ve klitorisin yaklaşık 2,5 cm altında bulunur.
İşlevi:
Kadın üretrasının temel işlevi, idrarın mesaneden vücut dışına atılmasını sağlamaktır. İdrar yapma (miksiyon) sırasında, mesane kasları kasılır ve üretra sfinkterleri gevşer, böylece idrar üretradan dışarı atılır.
Klinik Önemi:
Kadın üretrasının kısa olması, bakterilerin mesaneye kolayca ulaşmasına ve idrar yolu enfeksiyonlarına neden olmasına yol açabilir. Bu nedenle, kadınlarda idrar yolu enfeksiyonları erkeklere göre daha sık görülür. Ayrıca, üretra travmaları, idrar kaçırma (inkontinans) ve diğer ürolojik sorunlar da kadın üretrasını etkileyebilir.
Kadın üretrasında da iki sfinkter vardır, bunlar:
- sphincter urethra internus
- sphincter urethra externus
Erkekteki sfinkterler ile aynı fonksiyona sahiptirler.
Ancak daha fazla genişleme kabiliyeti nedeniyle kadın üretrası
sonda ve sistoskopi’ye daha müsaittir.
Kadın üretrası kısımları:
- pars pelvina
- pars perinealis
Yorum Gönder