İlk Türk devletleri

 


Orta Asya'da kurulan ilk Türk Devletleri şunlardır;

  • Büyük Hun Devleti
  • Göktürk Devleti 
  • Uygurlar
  • Kırgızlar
  • Karluklar
  • Akhular
  • Tabgaçlar
  • Başkırtlar



İskitler

İskitler, M.Ö. 8. yüzyıldan 1. yüzyıla kadar Avrasya steplerinde hüküm sürmüş olan göçebe bir halktır. İskitler, günümüzde Rusya, Kazakistan, Ukrayna ve Moğolistan gibi ülkelerde yaşayan birçok Türk halkının ataları olarak kabul edilmektedir.

İskitler, savaşçı bir toplumdu ve atlı savaşta uzmanlaşmışlardı. Atlı savaşta kullanılan oklar ve yaylar, İskitler tarafından icat edilmiş ve geliştirilmiştir. İskitler, çadırlarda yaşar ve hayvancılık, tarım ve ticaretle geçimlerini sağlardı.

İskitlerin siyasi yapısı, boylar ve aileler arasında bölünmüş bir federasyondu. Bu federasyon, kabile liderlerinin kararlarına dayanıyordu. İskitler ayrıca, kadınların sosyal statülerinin yüksek olduğu bir toplumdu. Kadınlar, savaşa katılabilir ve aynı zamanda hükümdarlık yapabilirlerdi.

İskitler, M.Ö. 5. yüzyılda Pers İmparatorluğu'nun egemenliği altına girdi. Daha sonra, M.Ö. 4. yüzyılda İskender'in seferleri sırasında İskitlerle çatıştı. İskitlerin kültürü ve sanatı da öne çıkmaktadır. İskitler, kurgusal ve gerçek hayvan motifleri içeren sanat eserleri ve takılar yapmışlardır.

İskitlerin yaşam tarzı, Aristo'nun Politeia adlı eserinde anlatılmıştır ve bu nedenle antik dünyada tanınmıştır. İskitler, tarihte önemli bir yere sahiptir ve Türk kültürü ve tarihinde önemli bir rol oynamıştır.

Büyük Hun Devleti

Büyük Hun Devleti, MÖ 3. yüzyılda Orta Asya'da kurulmuş bir Türk devletidir. Hun İmparatorluğu veya Hun Devleti olarak da bilinir. Bu devlet, Avrupa, Asya ve Afrika'yı kapsayan geniş bir bölgeyi kontrol etti ve tarihteki en büyük imparatorluklardan biriydi.

Büyük Hun Devleti, birçok Türk boylarının bir araya gelmesiyle kurulmuştur. İlk lideri olarak kabul edilen Mete Han, birleşik Hun güçlerini Avrupa'ya doğru genişletti ve Roma İmparatorluğu'na karşı bir dizi başarılı sefer düzenledi.

Mete Han'ın ölümünden sonra, devletin başına oğlu Tuğrul Han geçti. Tuğrul Han, Hun İmparatorluğu'nun sınırlarını daha da genişletti ve imparatorluğu Batı Avrupa'dan Çin'e kadar olan geniş bir bölgeye yaydı.

Büyük Hun Devleti, askeri gücü ve çeşitli etnik gruplar arasında hoşgörü politikaları sayesinde güçlü bir imparatorluk haline geldi. Ancak, iç sorunlar ve güç mücadeleleri imparatorluğun düşüşüne neden oldu. 5. yüzyılın sonlarına doğru, Hun Devleti'nin çöküşüyle birlikte, imparatorluk toprakları farklı devletlerin egemenliği altına girdi.

Büyük Hun Devleti, Türk tarihinde önemli bir yere sahiptir ve birçok Türk devleti için bir örnek teşkil etmiştir. Ayrıca, Avrupa ve Asya arasında önemli bir rol oynamıştır ve tarih boyunca birçok kez savaşların ve göçlerin nedeni olmuştur.

Uygurlar (744-840)

Uygur Devleti, Orta Asya'da 8. yüzyılda kurulan bir Türk devletidir. Bu devlet, bugünkü Çin'in kuzeybatısında, Gansu ve Sincan bölgelerinde yer almıştır. Uygur Devleti'nin resmi dili Uygurca olup, Budizm, Maniheizm ve Hristiyanlık gibi dinlerin de yaygın olduğu bir dönemdir.

Uygurlar, Göktürk Devleti'nin yıkılmasından sonra ortaya çıkan çekişmelerden faydalanarak kendi devletlerini kurmuşlardır. Devletin ilk lideri, Bögü Kağan'dır. Uygurlar, Orta Asya'da hakimiyetlerini genişletirken aynı zamanda Budizm ve Maniheizm gibi dinleri de benimsemişlerdir. Bu dönemde, Uygur Devleti, Orta Asya'nın önemli kültür merkezlerinden biri haline gelmiştir.

Uygur Devleti, Çin Tang Hanedanlığı ile de etkileşim halindeydi. Uygur hükümdarları, Çin ile ticari ve siyasi ilişkiler kurarak, büyük ticaret karavanlarına liderlik etmişlerdir. Ancak, 9. yüzyılın ortalarında, Uygurların Çin Tang Hanedanlığına bağlılığı azaldı ve Çinlilerle çatışmalar yaşanmaya başladı.

Uygur Devleti, 9. yüzyılın sonlarına doğru, Karluklar ve Çinlilerin ortak saldırısı sonucu yıkıldı. Bu dönemde, Uygur kültürü, Budist sanatı, edebiyatı ve tarihi üzerinde önemli etkileri olan eserler üretti.

Uygur Devleti, Türk tarihinde önemli bir yere sahip olan ve Orta Asya kültürü ve tarihine büyük katkıları olan bir devlettir.

Karluklar

Karluklar, Orta Asya'da Türk kökenli bir halk ve devlettir. Karluklar, günümüzde Çin, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan gibi ülkelerde yaşayan farklı Türk halklarına benzer şekilde, geniş bir coğrafyaya yayılmışlardır.

Karluklar, 8. yüzyılda Orta Asya'da siyasi ve kültürel etki alanı kurmuşlardır. Büyük Karluk Hanlığı, Orta Asya'da ilk Türk devletlerinden biriydi ve İpek Yolu'nun önemli bir noktasında yer alıyordu. Karluklar, Abbasilerin başkenti olan Bağdat'a ticaret yolları aracılığıyla bağlantı kurarak, kültürel ve ekonomik birçok etkileşim yaşamışlardır.

Karluklar, özellikle dokumacılık, ipek üretimi ve ticareti alanında önemli bir gelişme kaydetmişlerdir. Ayrıca, İslam'ı benimsemişler ve İslam kültürüyle de etkileşim halinde olmuşlardır. Karluklar'ın kullandığı dil, Türk dilleri ailesine mensup olan Karlukça idi.

Karluklar, 10. yüzyılda Çin Tang Hanedanlığı'na bağlandıktan sonra, etnik kimlikleri kayboldu ve Türkçe yerine Çince konuşmaya başladılar. Karluklar, Orta Asya'nın tarihi ve kültürel mirası için önemli bir rol oynamışlardır.

Kırgızlar



Kırgızlar, Orta Asya'da Türk kökenli bir halktır. Kırgızistan'ın yanı sıra Çin, Kazakistan, Tacikistan ve Özbekistan'da da yaşayan geniş bir Kırgız diasporası bulunmaktadır. Kırgızlar, geleneksel Türk kültürüne ve dillerine sahiptirler.

Tarihte Kırgızlar, Göktürkler, Uygurlar, Karahanlılar ve diğer Orta Asya Türk devletleriyle birlikte yaşamışlardır. 10. yüzyılda Kırgızlar, Karahanlıların baskısı altında yaşamaya başladılar ve Kırgız Hanlığı'nın yıkılmasıyla birlikte dağıldılar. Daha sonra, 15. yüzyılda Timur'un hükümdarlığı altında toparlandılar. Sonrasında, 18. yüzyılda Kazaklar ve Başkurtlarla birlikte Rus İmparatorluğu'na karşı ayaklandılar.

Günümüzde Kırgızlar, tarım ve hayvancılık gibi geleneksel sektörlerde faaliyet göstermekte ve ayrıca madencilik, turizm ve hizmet sektörleri gibi alanlarda da faaliyet göstermektedirler. Kırgızistan, Kırgızlar'ın yaşadığı birçok kültürel etkinlik ve geleneklerin korunması için önemli bir yerdir.

Kırgızlar, ata sporları olan binicilik ve avcılıkta da ünlüdürler. Kırgızistan'da her yıl Temmuz ayında düzenlenen At Chabysh yarışı, Kırgız kültürünün önemli bir parçasıdır. Kırgızlar, Türk dilleri ailesine mensup olan Kırgızca'yı konuşmaktadırlar ve genellikle İslam dinine bağlıdırlar.

Akhunlar

Akhunlar, MÖ 2. yüzyıl ile MS 8. yüzyıl arasında Orta Asya'da hüküm süren bir Türk devletidir. Akhunlar'ın başkenti Bagram'da, günümüz Afganistan'ında bulunmaktaydı. Devletin toprakları, bugünkü Afganistan, Pakistan, Tacikistan, Özbekistan ve Türkmenistan gibi ülkelerin bir kısmını kapsamaktaydı.

Akhunlar, birçok farklı Türk boylarından oluşuyordu ve hüküm süreleri boyunca İran, Hindistan ve Orta Asya kültürleri arasında önemli bir kültürel etkileşim gerçekleştirdiler. Akhunlar'ın dilinin, Türkçe kökenli olduğu düşünülmektedir.

Akhunlar, İpek Yolu üzerinde stratejik bir konumda bulundukları için ticaret açısından önemli bir rol oynadılar. Ayrıca, Budizm, Maniheizm ve Zerdüştlük gibi farklı dinlerin etkisi altında kaldılar ve dinler arası hoşgörü ile birlikte bu dinlerin etkilerini kendi kültürlerine yansıttılar.

Akhunlar, önemli askeri başarılar elde ettiler ve İran, Hindistan ve Çin gibi devletlerle savaşarak geniş topraklar elde ettiler. Ancak, 8. yüzyılın başlarından itibaren İslam'ın yayılması ve Abbasiler'in yükselişi ile birlikte Akhunlar'ın toprakları dağıldı. Son akhun hükümdarı, 8. yüzyılın başlarında Abbasiler tarafından mağlup edildi ve devlet yıkıldı.

Akhunlar, Türk tarihinde ve Orta Asya tarihinde önemli bir yere sahiptir. Özellikle kültürel etkileşimleri, ticaret faaliyetleri, dini hoşgörüsü ve askeri başarıları ile tanınırlar. Ayrıca, Orta Asya'nın tarihindeki diğer Türk devletlerine de etki etmişlerdir.


Tabgaçlar

Tabgaçlar, MÖ 4. yüzyıldan MS 6. yüzyıla kadar Orta Asya'da hüküm süren bir Türk halkı ve devlettir. Tabgaçlar, bugünkü Moğolistan, Kuzey Çin ve Orta Asya'nın bir kısmını kapsayan geniş bir bölgede yaşamışlardır.

Tabgaçlar, Hun ve Göktürk gibi diğer Türk devletlerinden etkilenmiş ve bu devletlerin kültürlerinden birçok unsuru kendi kültürlerine yansıtmışlardır. Tabgaçlar'ın dili Türkçe kökenlidir ve bazı kaynaklar, Tabgaçlar'ın Altay dilleri ailesine mensup olduklarını iddia etmektedir.

Tabgaçlar, özellikle İpek Yolu ticareti üzerinde etkili olmuş ve çeşitli zengin şehirlere sahip olmuşlardır. Ayrıca, Çin ve Kuzey Asya'da önemli siyasi ve askeri başarılar elde etmişlerdir.

Tabgaçlar, 6. yüzyılın başlarında Göktürkler tarafından yenilgiye uğratılmış ve devletleri sona ermiştir. Ancak, Tabgaçlar'ın kültürü ve tarihi, Türk tarihi ve Orta Asya tarihi için önemli bir yer tutmaktadır.


Başkırtlar

Başkırtlar, Türk halklarından biridir ve Orta Asya'nın güneybatısında, bugünkü Rusya'nın Ural Dağları ve Volga Nehri arasında bulunan bölgede yaşamaktadırlar. Başkırtlar, Orta Asya Türk kültürü ve dilleriyle bağlantılıdır.

Başkırtlar tarihte birçok kez Moğol, Rus ve diğer Avrasya imparatorluklarına karşı mücadele etmişlerdir. İlk olarak 16. yüzyılın ortalarında Rusya'ya karşı savaşan Başkırtlar, daha sonra 18. yüzyılda Kazaklar ve Kırgızlar ile birlikte Rus İmparatorluğu'na karşı büyük bir ayaklanma gerçekleştirmişlerdir.

Başkırtlar tarım, hayvancılık ve avcılıkla uğraşırken, günümüzde sanayi, madencilik ve petrol gibi sektörlerde de faaliyet göstermektedirler. Başkırtlar, geleneksel Türk kültürüne sahip olan bir halk olarak, ata sporu olan binicilik ve okçuluk gibi aktivitelerle de tanınmaktadırlar.

Başkırtlar, Rusya Federasyonu içinde özerk bir cumhuriyet statüsündedirler ve nüfuslarının çoğunluğu Müslüman'dır. Başkırtça, Türk dilleri ailesine mensup olan bir dildir ve Başkırtlar arasında yaygın olarak kullanılmaktadır.







Avrupaya göç eden ve devlet kuran Türk toplulukları şunlardır;
  • Avrupa Hun Devleti
  • Avarlar
  • Macarlar
  • Peçenekler
  • Uzlar
  • Bulgarlar
  • Hazarlar
  • Kıpçaklar
  • Sabirler-Sibirler
  • İtil - Volga Bulgarları

Avrupa Hun Devleti

Avrupa Hun Devleti, MÖ 4. yüzyılın sonlarında Orta Asya'dan başlayarak Batı Avrupa'ya kadar geniş bir coğrafyada hüküm sürmüş olan bir Türk devletidir. Bu devlet, bugünkü Macaristan, Romanya, Slovakya, Sırbistan, Hırvatistan, Avusturya ve Almanya gibi ülkelerin bazı bölümlerini de içine almaktaydı.

Hunlar, MÖ 4. yüzyılın sonlarından itibaren Çin'e ve Batı'ya doğru büyük göçler yapmaya başladılar ve sonunda Avrupa'ya ulaştılar. Hunlar, Batı Avrupa'da Roma İmparatorluğu'na karşı savaşmalarıyla tanınır. Özellikle, MÖ 5. yüzyılda ünlü liderleri Attila önderliğinde Roma İmparatorluğu'na karşı birçok sefer düzenlediler.

Hunlar, savaşçı bir toplumdu ve çok iyi ata binme ve ok atma becerilerine sahiptiler. İnançları şamanizm ve Budizm gibi dinlerden oluşuyordu. Hunlar, birçok farklı milletten insanları bünyesinde barındırıyordu ve bu nedenle dilleri ve kültürleri oldukça çeşitlilik gösteriyordu.

Avrupa Hun Devleti, MÖ 5. yüzyılda en parlak dönemini yaşadı. Ancak, Attila'nın ölümünden sonra, Hun Devleti'nin gücü azalmaya başladı ve sonunda MÖ 469'da yıkıldı. Hunların yıkılmasının nedeni, çeşitli faktörlerin bir araya gelmesiydi. Bunlar arasında iç çekişmeler, liderlik problemleri ve Hunların Roma İmparatorluğu'na karşı verdiği uzun süreli savaşlar sayılabilir.

Avrupa Hun Devleti, Türk tarihinde önemli bir yere sahip olan ve Orta Asya kültürü ve tarihine büyük katkıları olan bir devlettir.

Avarlar

Avarlar, 6. yüzyılda Orta ve Doğu Avrupa'da hüküm sürmüş bir göçebe Türk halkıdır. Avarların kökenleri tam olarak bilinmemektedir, ancak Türk kökenli oldukları düşünülmektedir.

Avarlar, atlı savaşçılar olarak tanınırlardı ve yaygın olarak ok, kılıç ve mızrak gibi silahları kullanırlardı. Aynı zamanda, kalesi savunmak için siperler, hendekler ve taş duvarlar inşa etmek gibi askeri stratejileri kullanmışlardır.

Avarların siyasi yapısı, bir kağanlık sistemiyle yönetilen bir konfederasyondu. Kağan, Avarların lideriydi ve onun etrafında birçok boy ve aile yer alıyordu. Avarlar, Avrupa'nın çeşitli yerlerinden fethettikleri topraklarda yerleşik hayata geçtiler ve ticaret yoluyla zenginleştiler.

Avarlar, mimari, sanat ve el sanatları alanlarında da önemli gelişmeler kaydettiler. Avar mimarisi, taş, ahşap ve toprak malzemeler kullanılarak yapılan kaleler ve konutlar şeklindeydi. Ayrıca, altın, gümüş ve bronzdan yapılan mücevherler, takılar ve diğer süs eşyaları da Avar sanatının önemli bir parçasıydı.

Avarların, Bizans İmparatorluğu ve Slav kabileleri ile mücadeleleri zaman zaman kanlı çatışmalara sebep oldu. 8. yüzyılın başlarında Avarlar, Frank İmparatorluğu tarafından yenildi ve ardından geri çekilmek zorunda kaldılar. Bu nedenle, Avarların tarihi, 8. yüzyılın başlarına kadar uzanmaktadır ve günümüze kadar pek çok etkisi kalmıştır.

Macarlar

Macarlar, Orta Asya'nın Hazar Denizi bölgesinde yaşayan bir Türk halkıdır. 9. yüzyılda, Macarlar Karpat Havzası'na göç ettiler ve burada yerleşik hayata geçtiler. Macarların lideri olan Árpád, Karpat Havzası'na geldiğinde, çeşitli kabileleri birleştirerek Macaristan Krallığı'nı kurdu.

Macarlar, atlı savaşçılarıyla ünlüydü ve savaşta ok, yay ve mızrak kullanırlardı. Ayrıca, savaşta yanlarında taşıdıkları çadırlarda yaşayan, sürülerine sahip göçebe bir topluluktu. Macarların askeri başarıları, özellikle Avrupa'daki savaşlarda önemli bir etkiye sahipti.

Macaristan Krallığı, 1000 yılında I. Istvan tarafından Hristiyanlaştırıldı ve bu dönemde krallık, Orta Avrupa'nın kültürel ve ticari merkezlerinden biri haline geldi. Macaristan, Orta Avrupa'nın diğer ülkeleriyle yakın ilişkiler kurdu ve 14. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nun genişlemesiyle karşı karşıya kaldı.

Macar tarihi, Osmanlı İmparatorluğu'nun egemenliği altında kaldıktan sonra, 1867'de Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun bir parçası haline geldi. İmparatorluk, I. Dünya Savaşı'nın sonunda dağıldı ve Macaristan, 1919'da kurulan bir cumhuriyet haline geldi.

Günümüzde, Macaristan, Orta Avrupa'da yer alan bir cumhuriyet ve Avrupa Birliği üyesidir. Macar kültürü, müziği, sanatı ve mutfağı, dünya genelinde tanınmaktadır.

Peçenekler

Peçenekler, 8. ve 11. yüzyıllar arasında yaşamış olan göçebe bir Türk halkıdır. Kıpçak Türkleri'nin bir dalı olan Peçenekler, Orta Asya'nın bozkırlarında yaşıyorlardı. İlk olarak Hazar Denizi civarında yerleşik hayata geçtiler, ancak daha sonra Batıya doğru göç ettiler ve Balkanlar, Macaristan ve Ukrayna'nın bazı bölgelerinde yerleştiler.

Peçeneklerin ana geçim kaynağı hayvancılıktı. Genellikle at yetiştiriciliği yapıyorlardı ve savaşlarda atlı süvari olarak ün kazandılar. Peçenekler, askeri yetenekleri, güçlü okçulukları ve savaş taktikleri ile tanınıyorlardı.

Peçenekler, Bizans İmparatorluğu, Bulgar İmparatorluğu ve Macaristan Krallığı gibi birçok devletle savaşmıştı. 10. yüzyılda, Bizans İmparatorluğu, Peçenek saldırılarına karşı güçlü bir savunma hattı oluşturdu ve bu saldırıları önlemeyi başardı. Sonunda Peçenekler, 11. yüzyılda Kumanlar tarafından ezildi ve yok oldular.

Peçeneklerin kültürü hakkında çok fazla bilgiye sahip değiliz, ancak arkeolojik bulgular, Peçeneklerin yüksek kaliteli metal işleme, deri işleme ve müzik aletleri yapımında ustalaştıklarını göstermektedir. Peçeneklerin Türk dilleri ailesine ait bir dil konuştukları biliniyor, ancak bu dilin günümüze kadar gelmesi mümkün olmamıştır.

Uzlar

Uzlar, Orta Asya'nın Türk kökenli göçebe topluluklarından biridir. Uzların kökenleri, Göktürkler ve Onoklar gibi diğer Orta Asya topluluklarıyla ilişkilendirilir. Ancak Uzlar, 8. ve 9. yüzyıllarda bağımsız bir devlet olarak ortaya çıktılar.

Uzlar, günümüzde Özbekistan, Kazakistan, Türkmenistan ve Kırgızistan gibi ülkelerde yaşayan Orta Asya Türk topluluklarının bir parçasıdır. Orta Asya Türk dillerinin konuşulduğu bir bölgede yaşıyorlar.

Uzların ana geçim kaynakları tarım ve hayvancılıktır. Göçebe hayatları sırasında sığırlar, atlar, koyunlar ve keçiler gibi hayvanları beslediler. Tarımsal faaliyetler, hububat, sebzeler ve meyveler gibi çeşitli bitkilerin yetiştirilmesini içeriyordu.

Uzlar, 9. yüzyılda Karahanlılar ve Gazneliler gibi diğer Orta Asya devletleriyle savaştılar. 11. yüzyılda, Selçuklu İmparatorluğu'nun yükselişiyle Uzlar, Selçuklu İmparatorluğu'nun egemenliği altına girdi ve daha sonra Moğol İmparatorluğu tarafından fethedildi.

Uzların kültürü, Türk gelenekleri ve İslam etkilerinin bir karışımıdır. Uzlar, geleneksel Türk müziği, el sanatları, danslar ve yemekleriyle tanınırlar. Bugün, Uzlar, dünyanın birçok ülkesinde yaşayan bir diaspora topluluğuna sahiptirler ve kendilerine özgü kültürlerini ve geleneklerini korumaya devam etmektedirler.

Bulgarlar

Bulgarlar, Orta Asya'nın kuzeyindeki steplerde, bugünkü Rusya, Kazakistan, ve Ukrayna bölgesinde yer alan bir Türk halkıdır. 7. yüzyılda Hazar Denizi'nin kuzeyinde yaşayan Onoklar'ın bir kolundan ayrılarak bağımsız bir devlet kurdular. Bulgarların ilk devleti, Volga Bulgar Devleti'ydi ve başkenti Bolğar şehriydi.

Bulgarlar, 7. yüzyılın sonlarında Avrupa'ya doğru göç ettiler ve 681 yılında günümüzdeki Bulgaristan'ın büyük bir bölümünü kapsayan Bulgar Devleti'ni kurdular. Başkenti, günümüzdeki Bulgaristan'ın başkenti olan Sofya şehriydi. Bu devlet, Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans) ile sık sık savaşmıştır.

yüzyılın başlarında, Bulgar İmparatorluğu, bugünkü Macaristan, Romanya, Sırbistan ve Makedonya bölgelerindeki toprakları da içine alan bir bölgeyi kontrol etti. Bu dönemde, Bulgar İmparatorluğu, Slav ve Bulgar kültürlerinin birleşmesiyle oluşan bir kültür geliştirdi.

yüzyılda, Bulgaristan, Bizans tarafından fethedildi. Bundan sonra, Bulgaristan, Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu arasında el değiştirdi. 19. yüzyılda, Bulgaristan milliyetçiliği yükseldi ve 1878'de Osmanlı İmparatorluğu'ndan bağımsızlığını kazandı.

Bulgarlar, kendilerine özgü bir kültüre sahiptirler. Bulgar folkloru, müziği, dansları, geleneksel giyimleri ve yemekleri oldukça zengindir. Ayrıca, Bulgaristan dünya çapında ünlü gül yağı ve gül suyu gibi doğal ürünleriyle de tanınmaktadır. Bugün, Bulgarlar, Bulgaristan ve diğer ülkelerde yaşayan bir diaspora topluluğuna sahiptirler ve kültürlerini korumaya devam etmektedirler.

Hazarlar

Hazarlar, Orta Asya ve Kafkasya'da MS 7. yüzyıldan 10. yüzyıla kadar var olan bir Türk-İran halkıydı. Hazarlar, Hazar Denizi'nin güneyinde, bugünkü Türkmenistan ve İran arasında yer alan bölgede yaşadılar.

Hazarlar, Orta Asya'da diğer Türk boylarıyla aynı dönemde var olmuşlardır. Hazarlar, İran kültürüyle de etkileşim halindeydi ve bir dönem Zerdüştlük ve Yahudilik gibi farklı dinler de bu toplumda etkili olmuştur.

yüzyılda Hazar Devleti'ni kurdular ve uzun bir süre Orta Doğu, Kafkaslar ve Orta Asya'da hakimiyet kurdular. Hazarlar, ticaret yollarının kavşağında oldukları için önemli bir ticaret gücü haline geldiler. Ayrıca, Hazarlar döneminde birçok sanat eseri, el yazması ve kitap üretildiği de bilinmektedir.
Hazarlar, 10. yüzyılda İslam orduları tarafından fethedilerek devletleri sona erdi. Fakat Hazarlar'ın kültürü ve etkisi hala günümüzde de devam etmektedir. Hazarlar, tarihte önemli bir yere sahip olan bir topluluktur ve kültürel mirasları günümüzde de ilgiyle incelenmektedir.

Kıpçaklar

Kıpçaklar, Orta Asya'da yaşamış olan Türk halklarından biridir. 11. yüzyıldan itibaren tarih sahnesinde görülmeye başlanmışlardır. Kıpçaklar, Hazarlar ve Peçenekler ile birlikte batıya doğru hareket eden Türk boylarından biridir.

Kıpçaklar, genellikle savaşçı bir toplum olarak bilinirler. Kıpçaklar'ın en parlak dönemi 11. ve 12. yüzyıllarda olmuştur. Bu dönemde, Türk-İslam kültürüyle de etkileşim halinde olmuşlardır.

Kıpçaklar, Orta Asya'da yaşadıkları dönemde çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşmışlardır. Ancak, savaş yetenekleri ve savaş aletleriyle de tanınmışlardır. Kıpçaklar, atlı savaşçılar olarak ün kazanmışlardır. Kıpçaklar ayrıca, Türk boyları arasında meşhur olan 'kök-tengri' inancına sahip bir halktır.

Kıpçaklar, 13. yüzyılın başlarından itibaren Moğol istilası ile birlikte tarih sahnesinden kaybolmaya başlamışlardır. Ancak, Kıpçaklar'ın kültürel mirası günümüze kadar ulaşmıştır. Kıpçaklar'ın dil ve kültürü, günümüzde de Türkiye, Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Rusya'da yaşayan Kıpçak Türkleri arasında yaşatılmaya devam etmektedir.

Sabirler

Sabirler, Orta Asya'da yaşamış olan Türk boylarından biridir. 5. yüzyıldan 8. yüzyıla kadar varlıklarını sürdürmüşlerdir. Sabirler, Hunlar ve Göktürkler gibi diğer Türk boyları ile yakın ilişkiler içindeydi.

Sabirler, Orta Asya'nın batısında ve Hazar Denizi'nin kuzeyinde yer alan bölgede yaşamışlardır. Sabirlerin ana geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktı. Ayrıca, ticaret ve savaşçılık da yapmışlardır.

Sabirler, tarih boyunca birçok kez farklı kültürlerle karşılaşmışlardır. İranlılar, Araplar, Bizanslılar ve Hazarlar gibi farklı toplumlarla ticaret yapmışlardır. Bu etkileşimler sonucu Sabirler'in dil, kültür ve dinleri değişmiştir.

Sabirler, Hunlar gibi bir konfederasyon olarak yaşamışlardır. Yerel liderlerin bir araya gelerek bir konfederasyon oluşturmasıyla ortaya çıkmışlardır. Bu konfederasyonun lideri genellikle Hun hakanı olarak adlandırılmıştır.

Sabirler'in varlığı 8. yüzyılda Hazarlar tarafından sonlandırılmıştır. Hazarlar, Sabirler'i fethetmiş ve kendi egemenliği altına almışlardır. Ancak, Sabirler'in kültürel mirası günümüze kadar ulaşmıştır. Sabirler'in dili, Türk dilleri arasında yer almaktadır. Sabirler'in kültürel izleri ise Türkmenistan, Özbekistan ve Kazakistan gibi Orta Asya ülkelerinde hala görülebilmektedir.


İtil-Volga Bulgarları

İtil-Volga Bulgarları, Orta Asya ve Rusya arasında yer alan bir Türk topluluğudur. 7. yüzyıldan 13. yüzyıla kadar varlıklarını sürdürmüşlerdir. İtil-Volga Bulgarları, Hazar Kağanlığı'nın yıkılmasından sonra bölgede egemen olan ilk Türk devletlerinden biridir.

İtil-Volga Bulgarları, günümüzde Rusya Federasyonu sınırları içinde yer alan İdil Nehri ile Volga Nehri arasında yer almaktaydı. Başkentleri, günümüzde Tataristan Cumhuriyeti sınırları içinde yer alan Bulgar Şehri idi. İtil-Volga Bulgarları'nın ana geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktı. Ayrıca, ticaret de önemli bir yer tutmaktaydı.

İtil-Volga Bulgarları'nın dini inançları karmaşıktı. İslam, Hristiyanlık ve Şamanizm gibi farklı dinlerin etkisi altında kalmışlardı. Ancak, İslam dininin etkisi zamanla artmış ve 10. yüzyılda İtil-Volga Bulgarları İslam dinini kabul etmiştir.

İtil-Volga Bulgarları'nın yönetim sistemi monarşikti. Başlangıçta kabile liderleri tarafından yönetilirken, daha sonra bir kraliyet ailesi oluşmuştur. Krallık, İdil Nehri ile Volga Nehri arasındaki bölgenin bir kısmını kontrol etmekteydi. İtil-Volga Bulgarları, Orta Asya ve Doğu Avrupa arasında önemli bir ticaret merkezi haline gelmiştir.

İtil-Volga Bulgarları, 1236 yılında Moğollar tarafından istila edilerek sonlandırılmıştır. Ancak, İtil-Volga Bulgarları'nın kültürel mirası günümüze kadar ulaşmıştır. İtil-Volga Bulgarları'nın dili, Türk dilleri arasında yer almaktadır. Bugün Tataristan ve Rusya Federasyonu'nda İtil-Volga Bulgarları'na ait arkeolojik kalıntılar ve müzeler ziyaret edilebilmektedir.